Üst üste maçlar yorgunluğu da beraberinde getirmişti… Umarım 15 günlük ara iyi gelmiştir Galatasaray’a; az sonra evinde Konyaspor karşısına 7 eksikle çıkacak… Konyaspor’da da eksik çok, Hakan Keleş hoca iş başı yapınca toparlandılar ve 3 puan ile tanışmaya başladılar… Her zamanki tempolu ve baskın oyun başladı Galatasaray, dakikalar 17’i gösteriyor net bir gol girişimi yok ve bir dk. sonra, Zaha’nın müthiş şutunu; genç kaleci müthiş bir şekilde kurtarıyor. Tribünler coşkulu çok geçmeden kazanılan frikiği Kerem Demirbay bombalıyor, o da ne Deniz yine enfes uzanıp kornere atıyor topu. Konyaspor’un gol aklına geldi; usul usul sızıyorlar ama netice alamıyorlar. Tribünler coşkuyu arttırdı, hücum aksiyonları eksik olunca gol girişimleri de tesirsiz oluyor. Devre bitmek üzere tribünler suskun, saha içi de suskun. Ali Şansalan’ın düdüğü. Ve özetle bu cılız oyun sürerse, gol çok ama çok zor gelir…
Biraz daha etkin girdiler oyuna. Tribünlerin ateşlemesi lazım oyuncuları. Neden suskunlar, oyun tatmin edici olmazsa, onlarda ne yapsın ki. Kerem Aktürkoğlu iyi vursa gol olacak. O da ne Konyaspor ani bir çıkışla gol sahasına giriyor. Üst üste iki fırsat yakaladılar ama Muslera izin vermedi. Çok geçmeden dk. 63 Kerem Demirbay’ın ortasına Abdülkerim öyle bir dömi vole vuruş yaptı ki, topu sadece ağlarda görebildik. Devreye tribünlerde girince, bir şık orta daha V.Nelsson’un kafa şutu direkte patlıyor. Ancak Konyaspor pes etmiyor, oyuna ortak olmaya çalışıyor. Okan Buruk’un elinde tek Tete var, onu 71’nci dakikada Mertens’in yerine aldı. Oyun öyle bir hale geldi ki, 2 takımda her an gol atabilir. Barış Alper’e bir ‘aferin’ kondurmamız lazım derken, Kerem öyle bir gol kaçırdı ki; Okan hoca durur mu hemen kenara aldı. Kazımcan içeri Kerem kenara. Bir golde Zaha’dan gelince Okan hoca da, tribünlerde rahata erdi. Çok geçmedi Abdülkerim fileleri bir kez daha sarstı… Ne demeli, bu kadar eksiğe, bu skor çok ama çok bile…