Nurdoğan A. ERGÜN
Cengiz Holding tarafından 2004 yılında devralınan Eti Bakır’ın Küre İşletmesi, ‘ileri teknoloji’ yatırımlarıyla daha güvenli bir madencilik hedefliyor. Tesiste, yer altı ve yer üstü madencilikte mobil yöntemler kullanılarak hem sürdürülebilir bir maden ekosistemi hem de doğal kaynakları güvenli bir şekilde ekonomiye kazandırma amacı güdülüyor.
Yer altı madenciliği ile birlikte yılda toplam yaklaşık 1.5 milyon ton tüvenan bakır cevheri, 170 bin ton bakır konsantresi ve 400 bin ton pirit konsantresi üretim kapasitesine sahip Eti Bakır Küre Tesisleri, Türkiye bakır ihtiyacının yaklaşık yüzde 20’sini karşılıyor.
6 yılda 9 milyar $ cari açık
Eti Bakır’ın cevherden son ürüne üretim yapabilen Türkiye’deki tek şirket olduğunu söyleyen Eti Bakır Küre İşletme Müdürü M. Yaşar Kara, “Bakır, günümüzde dünyanın en yüksek katma değerli hammaddelerden biri. Küre’de yer altı madenciliği faaliyetlerimizle yılda 1,5 milyon ton tüvenan bakır cevheri, 170 bin ton bakır konsantresi ve 500 bin ton pirit konsantresi üretimi gerçekleştiriyoruz.
Türkiye’nin bakır ihtiyacının yaklaşık yüzde 20’sini karşılarken her yıl 750 milyon dolarlık ithalatın önüne geçiyoruz” dedi. Yüksek iletkenliği sayesinde elektrik iletiminde büyük öneme sahip bakır, elektrik elektronik, enerji, ulaşım, kuyumculuk, otomotiv, inşaat ve kimya sektörlerinin en önemli hammaddelerinden biri.
Türkiye’de bakırın son 6 yılda 9 milyar dolarlık ticaret açığı verdiğine dikkat çeken M. Yaşar Kara, “Türkiye’de farklı şirketlerin bakır cevheri üretimi bulunuyor ancak metal bakır üretimi sadece Eti Bakır tarafından yapılıyor. Bunun dışında hurdanın geri dönüşümüyle üretilen yıllık 100 bin tonluk ek bir metal bakır üretimi de var. Son ürün olarak metal bakırın Türkiye’deki üretim miktarı 2023’te 170 bin ton olarak gerçekleşti. Tüketimimiz ise 450 bin ton. Geçen yıl Türkiye, toplam metal bakır üretiminin neredeyse üç katını ithal etmek zorunda kaldı” bilgisini paylaştı.
Türkiye’nin madencilik sektöründeki lider şirketlerinden olan Eti Bakır, ülke ekonomisine sürdürülebilir bir gelecek vizyonuyla katkı sunuyor. Madencilik sektörü ile teknoloji arasındaki bağlantının katlanarak arttığını ifade eden Eti Bakır Küre İşletme Müdürü M. Yaşar Kara, “Tarihi boyunca bakırla özdeşleşmiş olan Küre’de madenciliğin geçmişi Eski Yunan, Roma, Cenevizliler ve Osmanlı’ya dayanıyor.
Biz de Eti Bakır olarak, 21’inci yüzyılda da varlığını sürdüren bu mirası, en modern uygulamalarla ekonomiye kazandırıyoruz. Yer altı ve yer üstü faaliyetlerimizde teknolojiyi iş süreçlerimize entegre ederek hem güvenli hem de sürdürülebilir madencilik uygulamalarına imza atıyoruz. Bu konuda dünyaya örnek olmak en büyük hedefimiz” diye konuştu.
Kara, ileri teknoloji ve Ar-Ge ile güçlenen diğer üretim süreçlerini şöyle özetledi: “Yer altında daha önce klasik yöntemle ve operatör tarafından yapılan delgi işlemlerini artık tam otomasyon delgi sistemi ile yapıyoruz; yani insan faktörünü minimize etmeyi hedefliyoruz. Yine Küre’de yurt dışından aldığımız ve proseslerde kullandığımız ürünlerin üretiminin Türkiye’de yapılması için Ar-Ge çalışmalarımızı da sürdürüyoruz.”
60 milyon dolarlık sondaj yatırımı
Özelleştirme öncesi madencilik faaliyetlerini 140 metre derinlikte yapan Eti Bakır Küre Tesisleri’nde bugün 960 metreye ulaşan bir yeraltı sistemi kurulu. Yer altında otomobil ile dolaşılabilecek, toplam uzunlukları 40 kilometreyi bulan yol tüneller açılan tesiste, 400 bin metre sondaj yaptıklarını açıklayan Eti Bakır Küre İşletme Müdürü M. Yaşar Kara, yer altı ve yer üstü sondaj ve Ar-Ge faaliyetleri için 60 milyon dolar yatırım yapıldığını belirtti. Küre’de 12 yıl daha çıkarılabilecek rezerv kaldığını aktaran Kara, ancak yeni aramalarla bu miktarın yukarılara çıkabildiğini de belirtti. Tesiste 40’ı kadın 780 çalışan bulunuyor.
Bakırın bin 200 km’lik yolculuğu
Eti Bakır’ın tarihi Cenevizlilere uzanan, kamudan kalan ve halihazırdaki faaliyetleri sırasında ortaya çıkan tüm artıkların ekonomiye kazandırılması için de ArGe çalışmalarının da devam ettiğini paylaşan Kara, “Samsun’da geçtiğimiz sene yeni yerine taşınan Eti Bakır Ar Ge Merkezi’nde uluslararası kurum ve üniversitelerle birlikte çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Tarihi ve halihazırdaki cürufların içinde kalan tüm metalleri geri kazanmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Küre’deki bakır üretimi sürecinde artık ürün olarak ortaya çıkan pirit konsantresinin ise yaklaşık bin 200 kilometre uzaklıktaki Mazıdağı tesisine tren yoluyla taşındığını anlatan Kara, şöyle devam etti: “Bu sayede her yıl 2 bin 500 ton kobaltı geri kazanarak dünya üretiminin yüzde 2’sini gerçekleştiriyoruz.